Ezanın Türkçe okunması ve arapça'nın yüceleştirilmesi hakkında.


 "18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, "fetva mahiyetinde" 636 sayılı yeni bir genelge yayınlandı. Atatürk'e atfen yayınlanan bu genelgeyle, arapça ezan ve kametin okunması yasaklandı."

Ezanın arapçasının bu kadar seviliyor oluşunu genç kızların k-popçuları sevmesi gibi görüyorum. Anime izleyen birinin Çince izlenmiyor oğlum, Japonca sarıyor Dattebayo, demesi gibi görüyorum. 

Başka bir akla sığdıramıyorum.

Nedir içinizdeki bu arapça ya da arap sevdası. Bir türlü anlamış değilim. Şu özeni biraz Türkçeye verseydiniz keşke. 

Dilin önemini tabi ki ne bunlara ne de gençlere anlatmak pek mümkün olmuyor. Gençler havalı diye dışarıdan bombok kelimeler alıyor, değiştirmekle bile uğraşmıyor, dilbilimciler zaten çalışmıyor. 

Bazen düşünüyorum...

Hep sosyal medya bizi bu kadar bozdu diyorum. Ama sanırım biz sosyal medyayı bozduk. Toplumumuz bozuk bizim. Akılsız, saygısız, çokça aptal ve daha çokça ahlaksız. Bu ahlaksızlığın nedeni de dininiz. 

Yozlaşmaya o kadar müsait ki...

Hemen her kelimesi her şekilde yorumlanabiliyor. Zaten artık kitaba değil de yorumlarına inanıyorsunuz.

En büyük hayalimdir, kuran'ın bire bir Türkçe çevirisini görmek.

 

Yorumlar